BİLEYDİM BABA!..

 

Sonsuza kadar ayrılacağımızı bileydim baba, bileydim ki kokunu artık duyamayacağımı, bileydim kadifeden yumuşak sesinin artık olmayacağını kızmalarını ninni sayardım, bağırıp çağırmaların şarkı olurdu, emirlerin türkü olurdu bana baba…

Bileydim baba, sonsuza kadar ayrılacağımızı, elini hiç bırakmazdım sensiz geçen haylaz günlerimi, senli yapardım, seni kızdıracak haylazlıkları hiç mi hiç yapmazdım baba.

Bileydim kızdığında, ok gibi sert bakışlar fırlattığında, sertçe baktığında bile beni düşündüğünü, onun için kızıp sert sert baktığını, seni uysalca dinler, köşene sığınırdım baba.

Yaşam çok garip baba, insan çok garip, insanlık çok garip baba, duygular çok serseri, insan bilir de bir gün sonsuza kadar ayrılacağını ama hiç bitmez gibi düşünür, bitmeyecekmiş gibi düşünür. Ama bitiyormuş baba, bir gün sessizce, patırtısız, gürültüsüz hiç yaşamamış gibi bitiyormuş.

Dizlerine yatırıp bana masal okuduğun günler daha dün gibi sıcak, anılar patır patır döküldükçe ateşi yeni sönmüş bir kül gibi, her yerim yanıyor hasretinden baba. Bayramları sevmiyorum artık eskisi gibi, bayram namazlarının da tadı yok artık, seninle oturduğumuz mahalleyi de sevmiyorum artık, beraber yediğimiz ekmek arası kaşarın da, yanında beraber içtiğimiz şekerli çayın da tadı yok artık baba.

Şimdi ben ışıksız, penceresiz, dayanaksız, sensiz ben… Şimdi ben, hasretine düşman, anılarına dost ben, sevemez oldum senden sonra baba, seninle yaptığım hiçbir şeyi.

Sohbetlerimizi uzatmadığım için, kendime çok kızıyorum baba. Önceleri oyun, sonra ders, büyüdükten sonra da iş güç icat edip, hep yanından yarım ayrıldığım için kendime çok ama çok kızıyorum baba. Bileydim sonsuza kadar ayrılacağımızı, boynuna her gün sarılır, kokunu alarak, her gün bitecekmiş ve son günümüzmüş gibi davranırdım baba.

İnsan garip baba, hepimiz garibiz biteceğini kesin olarak bildiğin halde yaşamın, renk körü gibi davranırız yaşama karşı, sonsuzluk içindeymişiz gibi davranırız, öteleriz bilerek biteceğini, öteleriz sevgileri, bir nankör gibi. Zamanın aktığını bildiğimiz halde, akmıyormuş gibi davranırız cahil bir aptal gibi.

Biz hepimiz öyleyiz baba, hakkını helal edip başını kollarıma cansız düşürdüğün gün, uzattığımızda, canı yeni çıkmış bedenini soğuması için yatağa ve üzerine o beyaz örtüyü tümüyle örttüğümüz gün, ben anladım baba insanın ne cahil bir aptal olduğumuzu.

Mirza TAZEGÜL
Pisikonet.

Yorum bırakın